Çocuğunda “Okul Korkusu” olan ebeveyn ve çocuğunun yaşadıkları

Çocuğunda “Okul Fobisi”, “Okul Korkusu” olan ebeveyn ve çocuğunun yaşadıkları;

Okulun açıldığı ilk günlerde ebeveyn ve çocuk, okula birlikte gittikleri ve ebeveyn okulda beklediği için, çocukta ve ebeveynde önemli bir sıkıntıya rastlanmaz.

Bir süre sonra çocuğun okula tek başına gitme zamanı ve ebeveynin de okulda bekleyemeyeceği zaman geldiğinde çocukta; okula gitmek istememe, ebeveynden ayrılamama, ağlama nöbetleri, karın ağrısı, bulantı, kusma gibi belirtiler görülmeye başlar.

Bu belirtiler, ne zaman ortaya çıksa, önemli bir hastalığı var mı acaba diye endişelenen ebeveyn, her seferinde çocuğunu doktorlara götürür.

Çocuk bu şikayetlerden dolayı her doktora götürüldüğünde herhangi bir hastalığının olmadığı söylenir.

Ebeveyn, sonraki günlerde, çocuğun bu şikayetlerin sadece okula gideceği günlerde olduğunu, okulun olmadığı ya da okula gitmeyeceği günlerde gayet rahat ve neşeli olduğunu gözlemler.

Hatta, çoğu zaman, çocuk bu sorunları yaşadığı için okuldan alındığında, eve gedikten kısa bir süre sonra çocuğun şikayetlerinin geçtiğine de şahit olur.

Ebeveyn en sonunda sorunun okula gitme ile ilgili olduğu kanaatine varır.

Ebeveyn yeter ki okula gitsin diye, çocuğa her türlü vaadde bulunur. Yapmayacağı şeyleri yapar, almayacağı hediyeleri alır ama, çocuk yine de okula gitmez.

Çocuk, ebeveyn ile sürekli pazarlıklar yapar, bugün gitmeyeceğim ama, yarın söz veriyorum gideceğim der, fakat, ertesi gün olduğunda aynı tablo yine tekrarlanır.

Ebeveyn olumlu yaklaşmasına rağmen karşılık alamayınca işin içine, tehdit, şantaj, korkutma, belki de sözel ve fiziksel şiddet içeren yöntemler girmeye başlar.

Çocuk yine de, gitmez okula. Çocuğun okula gelmediği gün sayısı arttıkça, okul yönetimi ebeveyne baskı yapmaya başlar, neden çocuğunu okula göndermiyorsun? Çocuğunla neden ilgilenemiyorsun? Diye.

Gün geçtikçe stresi artan ve bu durumu ikna ederek çözemeyeceğini anlayan ebeveyn, bu sefer zorla da olsa çocuğu okula götürmeye karar verir.

Yaka paça kavrar ve okulun bahçesine kadar zorla da olsa götürür.

Bu sefer de okulun bahçesine girmez çocuk,

Okulun bahçesine girse bile, sınıfa girmek istemez,

Sınıfa girmeye ikna olsa bile annesini de yanında ister bu sefer,

Annesi ile girdiğinde de, ‘diğer öğrencilerde annesini ister’ diyerek öğretmen müsaade etmez, annesinin girmesine,

Ebeveyn ve çocuk haftalarca, aylarca sınıfa girmeden okulun bahçesinde dolaşıp dururlar.

Okulda herkes tarafından bilinen bir ebeveyn ve çocuk olmuşlardır artık.

Bu süreç hem çocuğu hem de ebeveyni fazlaca yıpratmıştır.

Ebeveynin sorunları gün geçtikçe farklılaşmıştır, atmıştır da aynı zamanda.

Çünkü, tek sorun çocuğunun okula gitmemesi ve sınıfa girmemesi değildir artık.

Bunun yanın da, Kendi kişisel ve sosyal yaşamı kısıtlanmış, engellenmiştir.

Belki de işinden ayrılmak zorunda kalmıştır.

Bunlar ebeveynin çocuğa olan öfkesini daha da artırmış, ilişkilerini daha da bozmuştur.

Çocuğuna karşı kötü davrandığı ve onu örselediği için suçluluk hissine kapılmış ve yetersiz ebeveyn psikolojisine bürünmüştür.

İçinde bulunduğu bu ağır psikolojik durumda bile, halen çocuğunun kaygısına düşmüştür. “Çocuğum okula ya hiç alışamazsa, Ya derslerde hep arkadaşlarının gerisinde kalırsa, Ya arkadaşları arasında alay konusu haline gelirse” diye. Annedir, babadır çünkü.

Böyle bir hikayemiz varsa,

Çocuğumuz ilkokula başlarken ve devamında nelere dikkat etmeliyiz?

Okula başlarken,

Öncelikle çocuk; okul, ders, sınıf, arkadaşlar, öğretmen ve genel okul kuralları konusunda korkutulmadan ve basit bir dil kullanılarak bilgilendirilmelidir.

Doğal ve doğru seyrinde gelişen, ilkokula başlayabilecek olgunlukta olan, altı (6) yaşını bitirmiş bir çocuk, önemli bir sorun ve sıkıntı olmadığı zaman en fazla bir ay (4 hafta) içerisinde okula uyum sağlamış olmalıdır.

Eğer bir ay geçmesine rağmen okula uyum gerçekleşmemişse bazı şeyler yolunda gitmiyor demektir.

Okula uyum sağlayamayan bir çocukta ilk düşünülecek şeylerden biri “Okul Korkusu ya da Okul Fobisi” dir.

Okul Fobisinin belirtileri nelerdir?

Anneden ya da bakım veren kişiden ayrılamama,

Okula gitmek istememe,

Sınıfa girmeme, okuldan kaçma,

Kaygı, tedirginlik, uykusuzluk İsteksizlik, mutsuzluk,

Sık sık ağlama nöbetleri,

Karın ağrısı, bulantı, kusma

Bu belirtiler, ya çocuk okula gideceği sırada ya da okula gittikten bir süre sonra ortaya çıkar. Çocuğun okula gitmeyeceği günlerde genelde keyfinin ve neşesin yerinde olduğu görülür.

Okul Fobisinin Nedenleri

A. Anne baba tutumu ve aile içi problemler (çocuğu korkutmak, şiddet uygulamak, ebeveynin çocuğunun başına kötü şeyler gelebilir kaygısıyla ondan kopamaması ya da aile içinde şiddetin, istismarın yaşanması gibi huzursuz ortam...)

B. Okulda yaşanan sorunlar (akran zorbalığı, öğretmenin çok katı ve sert tutumu, dersler de zorlanma, okuldaki ortak kullanım alanlardaki fiziki ve hijyenik problemler...)

C. Psikiyatrik sorunlar (çekingenlik , utangaçlık, özgüven eksikliği gibi problemlere neden olan “Sosyal Kaygı Bozukluğu”, “Ayrılık Kaygısı Bozukluğu”, “Depresyon”.... )

 

Okul fobisinde ebeveyn olarak nasıl bir yol izlemeliyiz?

1. Evvelâ, çocuğun da okula gitmeyi çok istediğinin, fakat, yaşadığı kaygı ve stresle baş edemediği için okula gidemediğinin farkında olmalıyız.

2. Hatta bu durumun, tedavi gerektirecek düzeyde bir “Kaygı Bozukluğu” ile ilişkili olabileceğini de düşünebilmeliyiz ki, yavrumuzun bizim yardımımıza ve belki de profesyonel bir desteğe ihtiyacı olabileceğini geç kalmadan anlayabilelim,

3. Mutlaka sabırlı ve anlayışlı olmalıyız. Aynı zamanda da, sorun çözülene kadar bu işin peşini hiç bırakmayacagimiz mesajını vermeliyiz. Oldukça kararlı olmalıyız yani,

4. Hiç bir zaman, tehdit, korkutma, şantaj, sözel ya da fiziksel şiddet gibi travmaya neden olacak yöntemlere başvurmamalıyız,

5. Motive edici ya da caydırıcı olabilecek ödül ve yasaklar uygulayabiliriz,

6. Çocuğa “yavrum, aslında bu sorun sana ait bir sorun ve senin de bu sorunu çözmeyi çok istediğini biliyorum. Ben ve öğretmenin bu sorunu çözmende sana yardımcı olmak istiyoruz. Sence, bu sorunun çözümünde sana yardımcı olmak için neler yapmalıyız?” diyerek, sorunun çözümünde asıl sorumluluğu onun alması gerektiği mesajını vermeliyiz,

7. Bu sorunun çözümünde ve yönetilmesinde öğretmen ve okul yönetimi ile işbirliğinin rolü çok önemli olduğu için, onların da bize yardımcı olmalarını isteyebiliriz.

8. Ebeveyn, çocuk ve öğretmen hep birlikte işbirliği kurarak bir program yapabilmeliyiz ve kademeli olarak da bu programı uygulayabilmeliyiz.

9. Uzun uğraşların sonucunda olumlu bir sonuç elde edilemediği zaman, hem çocuğun daha fazla örselenmemesi hem de ebeveyn çocuk ilişkisinin daha da bozulmaması için profesyonel bir destek alabiliriz.

Okula uyum sağlandıktan sonra yaşanabilecek sorunlara sonraki zamanlarda değineceğim...

Bursa Çocuk ve Aile Psikiyatrisi

Uzm.Dr.Mahmut DEMİR.

Saygılar